Pages

24 Nisan 2013 Çarşamba

1.Yaş Doğum Günü Partimiz

                           
"Birinci yaş"; insan hayatının bütününde çok kısa bir zaman dilimi olsa da; hayata, dünyaya, aileye hoş gelmiş olmanın acemiliği ve alışma süreci ile geçen en önemli ve heyecan vericisi. Hem anne, hem bebekler için dolu dolu geçen bu 365 günün adı konulmasıdır 1. yaş. Hele ki üçüz bebekleriniz varsa ve o 365 gün bu zamana kadar yaşadıklarınızı unutturup; yep yeni bir hayat ve sorumluluklarla geçtiyse. Hiç olmadığı kadar uykusuzluk, sevinç, mutluluk, bağımlılık, sorumluluğun ilk yılının dolmasının adıdır .  

Benim için bebekler, çocuklar hep özel oldu. "Çocuk sevmeyenin ciğerinde merhamet yoktur" derdi rahmetli dedem ve bizi öyle severdi ki; onun bize gelmesini ona gitmeyi dört gözle beklerdik. Çocukların özel olduğu bir ailede sevilerek ve önem verilerek büyüdük ve bizler de çocuklarımıza aynı özeni gösterdik. Şansıma eşim de çocukları çok çok sever. Dostlarımızın, arkadaşlarımızın çocuklarının doğum günlerinde hep yanlarında olmaya çalıştık, katıldık. Böyle olunca gördük, öğrendik. Bize sıra gelince neler yaparız diye kafamda olsa da yine de 1. yaş Doğum günü telaşı beni aylar öncesinden aldı. Davet etmek istediğin yakınlarımızı, dostlarımızı çağırsak eve sığmayız, dışarıda bir mekanda yapsak çocuklarla rahat eder miyiz, pastaları nasıl olsa,bebeklerin doğumundan başlayarak fotoğraflarından video film hazırlasam yetiştirir miyim, ikramları nasıl yaparız, bebeklere özel doğum günü kıyafeti derken telaşlanmamak elde değil. Tabii bu arada araştırmalar soruşturmalar günlerce sürdü sürdü :)

Öncelikle iyice düşünüp taşınıp doğum günümüzü evin dışında yapmaya kara verdim, yoğun araştırmalar sonunda şanlıyım ki BONBON Parti Evinde karar verdik. İyi ki de böyle bir karar vermişiz. Hem ev sıcaklığında, hem sıcacık çalışanlarıyla çok içimize sinerek kutladık doğum günümüzü. Mekan Ataşehir'de Kamelya Çarşısı içinde. Misafirlerin ulaşımı da gayet kolay. Park sorunu yok. Ayrıca çarşının zemin katındaki jetonlu oyun salonu nedeniyle de hiççç sıkılan çocuğumuz olmadı, daralan bunalan indi oyun salonuna. Çok iyi ağarlandık, aldığımız hizmetten çok memnun kaldık. Seneye görüşmek üzere diye ayrıldık mekandan :)

Mekanı iki saatlik dilimler için kiralıyorsunuz; ben  14:00-16:00 saatlerini tercih ettim, uzaktan yakından gelecek misafirlerimiz için Pazar günü için en uygunu oldu. Sabah erken başladı mesaim. Sipariş ettiğimiz börek ve yaprak sarmaları parti evine götürdüm, doğum günleri için hazırladığım video gösterisini projeksiyon cihazında yansıttık, çalıştığına emin olduk. Eve geldim çocukları doyurdum giydirdim ve 13:45 gibi mekanda olduk. Misafirlerimizi beklemeye başladık diyemeyeceğim çünkü bizden önce orda olan misafirlerimiz vardı. 3 çocuk ancak :) Yavaş yavaş dolmaya başladı salon; toplamda 55 yetişkin ve 13 çocuk ile doğum günümüz gerçekleşti. 14:00 gibi toplanıp hasret gidermenin ardından çocukların doğdukları andan yaşlarına kadar özel görüntülerimizin olduğu video gösterimizi izledik.  Veeeeeee pastamız geldi Ömer & Elif & Emir alkışlar eşliğinde şaşkınlık içinde mumlarını üfleyemediler tabii ki , onların yerine abla abileri yardımcı oldu, iyi ki doğdunuz.......
Doğum günü 2 saat sürdü ama bana saatler gibi geldi. Bir çok arkadaşımızı aylar sonra ilk kez, bir çoğu da birbirlerini uzun zaman sonra gördüler. Pasta kesildikten sonra taze demlenmiş çay eşliğinde  geçtik ikramlara; diğer Ebru teyzeleri güzel güzel kurabiyeler ve kekler yaptı bize, sarma , börek, pasta derken menümüz gayet yeterliydi.                                                                                  


















Bol bol fotoğraf çekildik. Babamın arkadaşı Sadi Bey doğum günümüzü çekmek üzere bizlerle oldu; fotoğraf çekmekle kalmadı bu özel günümüzü haber de yaptı:  Teşekkür ederiz Sadi Bey. 
http://www.sebinmedya.com/index.php?option=com_content&view=article&id=8704:ahmet-gedk-ve-ales-uecuezlern-ya-guenuende-cok-mutlu&catid=13:haberler&Itemid=2  



Doğum Günü Pastamız: Hem de bir değil, iki değil, tam üç tane... Ömer, Elif, Emir'ime ayrı ayrı.. Herbirinde ayrı özen, emek, sevgi ve lezzet ile Esin'ciğimin marifetli ellerinden çıkan pastalarımız. Bu özel günümüzde büyük heyecanla pastamızı hazırlayan Esin Teyzemize çok teşekkür ederiz. 

Doğum Günü  Davetiyemiz: Mekanımıza karar verince hemen bir davetiye hazırladım tüm davetlilere gönderdim; altına iletişim bilgilerimi yazıp sayıyı belirlemek için geri dönüş rica ettim.
Doğum Günü Magnetimiz:  Ebru'cuğumun hazırlıklar aşamasında yine emeği çok oldu, hazırlıklarda. Fikir verdi, araştırdı,  destek oldu. En özeli; doğum günü magnetimizi yaptırdı hediye etti bize. Biz de gelen misafirlerimize bu özel günün anısına birer tane hediye ettik. Teşekkür ederiz Ebru Teyze. 

Doğum Günü Kurabiyelerimiz: Magnetimizin dışında misafirlerimize verdiğimiz bir diğer hediye ise Sibel arkadaşımın hazırladığı o güzel mi güzel kurabiyelerimiz oldu :) Büyük özen ve sevgi ile hazırlanmış bu kurabiyelerimiz için Sibel Teyzelerine benim miniklerin adına bir kez daha teşekkür ederiz. Yeni trendlerden biri de gelen çocuk misafirlere oyuncak alınıyor, bende büyük şeffaf top oyuncak aldım, içini açınca oyuncak çıkıyor. 
Ben erdim minik üçüzlerimin 1. yaş doğum gününe; darısı bizden ufak olan tüm bebeklerimize :o)





















Üçüz Annesi Önerisi:

12 Nisan 2013 Cuma

Artık sizin de 1 yaşınız var...

 22 Aralık 2011 saat: 10.00 civarı, kıyafet çantasını içeri verdim, yoğun bakım kapısı önünde heyecanla bekliyorum, evde ise iki tane minik bebek ilk defa evden çıkan annelerinin geri dönmesini bekliyor. Emir, Emir Mert; 1780 gram doğum 1500 gramlara düşen minik insan bugün kavuşacak annesine, babasına ve 17 gündür ayrı kaldığı iki kardeşine. Kapı açıldı, battaniyelere sarılı minicik bir bebeği, Emir'i veriyorlar; ""arabada midesi bulanmasın diye beslenmedi, eve gider gitmez besleyin" diyor hemşire hanım. Ufak, çok ufak oysaki kuvözdeyken daha büyük görünüyordu...İşte şimdi başlıyor üç bebeğim ile hikayemiz…

Evimize vardık, Emir’i beslemem lazım ama çok ufak çok minik, nasıl olacak nasıl emecek bilmem. Zor çok zor…Ufacık bebek odasına sığabilen 2 sandalyeden birinin tepesindeyim, kucağımda Emir, beşiklerinde Ömer ile Elif. İşte burada filmim kopuyor ağlıyorum ben bu işin altından nasıl kalkacağım. Ağlıyorum kendi halime değil bebeklerime, ağlıyorum ben ne yapacağım diye değil, ya yapamazsam ya bakamazsam diye, ağlıyorum yazık bana diye değil ya bebeklerimi ziyan edersem yetişemezsem diye... Kırkları çıksa rahatlarız diyorlar birazcık toplanırlarmış, yok yok Nisan’ı bir görsek 4 ay olur sıkıntımız kalmaz diyor, ah bir yaz olsa her şey daha rahat ekleniyor. Yazları baharları görür müyüz acep.

Geçmek bilmeyen dakikalar saatler, bitmeyen uzun geceler, herkes uykuda ben ayakta, ne sabah var ne akşam, ne takvim kavramım var ne ay ne gün. Her gün aynı şeyi defalarca yapıyorum. Defalarca alt alıp defalarca besleyip, süt sağıp, ekipmanları steril edip, gaz çıkarıyorum. 3 güne kalmadan elim alışıyor. Bu arada kimden ne süt yapar diye duysam onu yapıp yiyorum içiyorum. Ve sanırım her gün tükeniyorum. Sadece doktor kontrolü için evden çıkıyoruz, ne kadar iyi geliyor.  

Böylelikle günler geçiyor, bebekler 2 aylık. Eve artık sığmıyoruz ve evimizi değiştirme kararı alıyoruz. Daha geniş bir ev ne kadar iyi geliyor ruhuma, sanki her şey daha iyi olacak gibi. Bu arada bebeklerde toparladılar biraz. Bol bol fotoğraf çekmeye çalışıyorum.
3. ayımızdayız;  Annem, teyzem , ben her günü beraber geçiriyoruz. Beraber bakıyoruz bebeklere. Bebeklerime benim kadar özverili ve sevgi dolular ne kadar şanlıyım.Onların varlığı bana büyük güç veriyor.
 
4. aylık oldular; gaz sorunu sanki biraz azaldı. Kendi kendilerine pırtlamaya da başladılar. Oh daha ne isterim. Uyandıklarında beşiklerine almaya gittiğimde gülüyorlar artık, iletişebiliyoruz, güzel günler geliyor mu ne? İşe başlamadan önce Emir ile Ömer’i, sünnet ettirmek istiyoruz, bir de üzerine erkek oluyorlar.

5. Aylığız artık mevlüt yapma zamanı, büyüklerimiz görsün artık bizleri; ne de güzel oldu mevlütümüz. Herkes sevdi bebekleri Ömer’i eşime, Emir’i babama;Elif’i bana benzettiler. Yavaş yavaş büyüyoruz. 

6. ay ek gıdaya geçiyoruz, ana kucağından yorgan üzerinde dönmeye sürünmeye başlıyoruz. Değişiyor her şey. İşe başladım, geceleri uyumadan başlayan mesailer, koşarak yetişilen servisler, evde beni bekleyen üç miniğim var.  Haziran'ın 6nsında Altuğ ve Yeliz ve Berke'miz pasta alıp geliyorlar yarı yaşlarını kutluyoruz.
7. Ay; aylardan temmuz hava sıcak Ömercilk ilk dişi işe diş konusunda birinci oluyor. Dönmeler, sürünmeler, emeklemeler hız kazanıyor. Ömer emmeyi bırakıyor, Elif ile Emir devam. Camın önünden sokağı izlemeyi çok seviyorlar. Gelen geçen onları, onlar gelen geçeni izliyorlar.
8. aylığız hep beraber ilk Bayramımız. Çok yere gidemesek de çıkıyoruz el içine:) Daha nice bayramlarımız olur inşallah.
9. aylığız ek gıdaya geçiş aşamasında baya yol aldık. İlk konaklamalı seyahatimizi yaptık.
1 gece olsa da hepimize iyi geldi. 
10. ayımız  birey oluyorlar artık iyice, gülüyor, ağlıyor, kızıyor, istiyor,oyuncaklarla oynuyorlar.
11. ay çocukların yaşlarına az kaldı. Doğum günü için hazırlıklara başlamam lazım.  Mekan, pasta, kıyafet derdindeyim :)
Ve 12. ayımız Aralık ayındayız. 
1 yaşında… Ne çabuk geçti zaman yazsam kendime haksızlık, ne garip geçti yazsam tam ifade edebilir miyim acaba.  1 yaşındasınız artık. Hep bir koşturmaca hep bir telaş içindeyiz. Hep yapacak bir şeyim var, durum durağım yok. 1 yaşındasınız hani benim hayal edemediğim 1 yaş. Hani elime ilk aldığımda hayalini bile kurmanın çok zor olduğu, hani hiç gelmeyecek sandığım, hani geldi de üzerinden 4 ay geçti bile… Ömrünüz uzun olsun yavrularım.

Sevgili Ömer & Elif ve Emir'ime mektubum...

      

3 Nisan 2013 Çarşamba

Prematüre Bebek Sağlık Tetkikleri

Prematüre bebek annesi olmak, doğunca kucağınıza alamayacağınız bebeklerinizin, kucağınıza aldıktan sonra maalesef bir müddet sağlık tetkikleri ile koşturmak demek.  Üçüz bebekleriniz ile her biri birinin kucağında oradan oraya tetkik yaptıracak, her tetkik sonucu yüreğiniz ağzınızda bekleyeceksiniz. İlk bebeğin tetkiki bitince "gözünüz aydın"ı duymanın mutluluğunu diğer bebeklerin sonuçlarını almadan yaşayamayacak, sağlıktan gerisinin yalan olduğunu evlatlarınızla iliklerinize kadar hissedeceksiniz. 

Bebeklerimi hastaneden çıkarırken yaptırmamız gereken tetkiklerin listesini verdi doktorumuz. Her biri bir birinden önemli ve sizi maddi manevi yıpratacak olan bu tetkiklerin listesi ve detayları aşağıdaki gibi:

Gözleri için ROP (Premature retinopisi) muayenesi: Anne karnında 40 haftalık sürede oluşumunu tamamlayan Retina; erken doğum ile dünyaya gelen prematüre bebeklerde Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki dışarıda gelişimini tamamlıyor. Yani bebek 35. haftada doğduysa doğumundan 5 hafta sonra kontrolde Retinanın oluşumun tamamlanmış olması bekleniyor. 

ROP Muayenesi için İstanbul Retina Merkezini önerdi doktorumuz. Biz de doktorumuzun referansıyla  ilk ROP kontrolümüze 6 Şubat 2012 günü tam bir aylıkken gittik. Temiz ve düzenli bir merkez. Prematüre bebek - ROP muayenesinde İstanbul'da en iyilerden olmasına karşın en büyük eksiklikleri bebek bakım odasının olmaması. Önceden arayıp talep ettiğim için bize yardımcı oldular ve bir muayene odasını aldılar. Muayene olana kadar bu odada bekledik bebekleri besledik ve uyuttuk. 

Yapılacak olan muayene işlemi sadece 2-3 dakika sürmesine kaşın merkezse uzun süre kalınıyor.  Muayene öncesinde hemşire belirli aralıklarla bebeklerin gözlerine damla damlatıyor. Göz bebekleri iyice büyüdükten sonra muayene alıyorlar. Muayene esnasında bebeği alıp "bebeğiniz ağlayacak endişe etmeyin" diyerek götürüyor hemşire hanım :( ve öyle bir ağlıyorlar ki onlarla beraber ağlamamak imkansız :( Ah Allah'ım tamam onların sağlıkları için ama o ağlamalarına dayanmak çok zor :( Kıpkırmızı gözlerle geri gelen bebekler ertesi güne kadar gözlerini açamadılar :( Allah kontrole gidecek bebeklerimize ve ailelerine kolaylık versin. İlk kontrolümüzden iyi haberlerle çıkıp; 10 Şubatta ikinci kontrol için randevu alıp ayrıldık.  Ve ikinci kontrolümüzde güzel haberi aldık ki  40. hafta itibariyle retinalar olması gerektiği gibi tamamlanmıştı. Çok güzel bir haber bu bunu kutlamalısınız diyordu doktorumuz. Fulya'daki merkezden Tuzla'daki evimize 5 saatte ulaşmış olsak da bu güzel haber ile şenleniyordu günümüz. 
2. ay ROP Kontolüne Giderken

Teste giderken uzun süre dışarıda olmanız gerektiğini göz önüne alın; bebekleriniz ve kendiniz için çantanızı ona göre hazırlayın. Mesela süt sağıyorsanız süt ekipmalarını yanınıza almayı unutmayın, emzirip acıkacaksınız atıştıracak bir şeyler olsun yanınızda. Mama ile besliyorsanız bir kaç öğünlük mama alın yanınıza. 

İşitme testi (BERA): Bu testin zorluğu ise, test esnasında bebeğin derin uykuda olması gerekiyor. Test süresi her şey yolunda giderse bebek başına yarım saat - 45 dakika  sürüyor.  Devlet hastanelerinde hafif bir anestezi altında yapılan bu test Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Bağdat Caddesi Polikliniğinde anestezisiz yapılıyor. Bebeklerin anestezi almasını istemediğimizden doktorumuzun önerisi üzerine gittiğimiz merkezde biz çok memnun kaldık. Uzman Eğitim Odyoloğu Ayşenur Küçük Ceyhan yapıyor muayeneyi; her şeyden önce anne; anlayışlı, güler yüzlü ve yardımsever, bebek uykusunda işlem yapılsın diye canla başla yıpranırken elinden gelen tüm desteği gösteriyor anneye. Şükürler olsun ki BERA testlerimiz de iyi çıktı. Darısı tüm test sırası bekleyen bebeklerimize.

Nörolojik Muayene: Bebeklerin ilk Nörolojik muayenesini 3. aylarında yaptırdık. İnternetten araştırdığımda tüm yollar Prof. Dr. Mine Çalışkan Hocaya çıktı. Biz de  Fatih'deki muayanehanesinden randevu aldık hocamızın, aldık bebekleri gittik. Muayenelerimiz yapıldı temiz sonuçlarımız aldık :) Buna da binlerce şükür.

Kalça Ultrasonu: Doğdukları hastenede,  Medipolda ultrasonlar çekildi.

TSH Kan Testi: Bu değerin referans değerleri arasında olması bebeğin gelişimi için çok önemli. 
Bu makelede konuya detaylı olarak değinilmiş: http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_3587.htm