Şöyle bir düşünün, bu zamana kadar gönülden istediğiniz
dilediğiniz kaç duanız kabul oldu.
Kaçı gerçekleşirken etraftakiler “şimdi bunda ağlayacak ne
var” bakışı atarken siz gözyaşlarınızı tutamadınız. Gerçekleşmiş kaç duanızı unuttunuz, kaçına binlerce kez şükrettiniz.
Umarım sayısı çoktur; hep bir umut, hep bir dua içindesinizdir ve sizi seven Rabbim kabul ediyordur. Ben size kabul olmuş dualarımı, hayal ettiğim ve kavuştuğum güzellikleri yazacağım. Hayatıma renk katan, şöyle bir düşününce binlerce kez şükür etmeme sebep olan.


Güzel yavrularımın çok sevdiği “bebek kardeşim” diye sayıkladığı kardeşleri Yiğit'imiz doğuyordu, O'nu yıllardır bekleyen teyzesini deli gibi mutlu ediyordu. Hayatımıza neşe kattı iyi ki çok isteyip dua etmişim, haklıymışım, iyi ki doğdun Yiğit'cik teyze olmak çok güzel bir duyguymuş :)
Üçtü, dört oldular diyorum Aslı’ya. İnsan bu kadar severmiş ancak. Hani
çocuğumun olmadığı dönemde doğsa bebek özlemi diyeceğim. Ama benimkilerin üstüne
gelmesi de güzel. Arada tipik ananeler gibi arayıp nerdesiniz çocuğu özledik
getirin, tamam çocuğu bırakın gidin biz bakalım diye arıyorum, evet evet bildiğiniz Türk annelerindenim genlerimizle geliyor :)
Gelelim ikinci kabul olmuş duama;
İnsanlık için küçük ama benim için çok büyük bir konu; “yıl sonu gösterisi”.
Bu benim için öyle güzel bir gündü ki; ne Ömer , Elif, Emir; ne de karınca, kurbağa ve ineği izlerken ağlayan bu anneyi anlayamayan seyircilerin. Sene sonlarında yıl gösterileri oldukça hayal ederdim, bir gün benimde çocuğum olur da yıl sonu gösterisi olup onu izlemeye gider miyim acaba diye. Sonrasında el kadar doğduklarına okul çağına gelecek de gösteri yapacak hayali aklıma geldiğinde; "Ohoo kadar uzak geliyordu ki, hayali bile zordu. Oysaki sabredene zaman geçer ne de güzellikler getirirmiş. Ne haklıymışım istemekle, ne güzelmiş evdeki yavrunu sahnede görmek. Ne güzelmiş sahnede arkadaşlarıyla eğlenen mutlu çocuğunu görmek...
İnsanlık için küçük ama benim için çok büyük bir konu; “yıl sonu gösterisi”.
Bu benim için öyle güzel bir gündü ki; ne Ömer , Elif, Emir; ne de karınca, kurbağa ve ineği izlerken ağlayan bu anneyi anlayamayan seyircilerin. Sene sonlarında yıl gösterileri oldukça hayal ederdim, bir gün benimde çocuğum olur da yıl sonu gösterisi olup onu izlemeye gider miyim acaba diye. Sonrasında el kadar doğduklarına okul çağına gelecek de gösteri yapacak hayali aklıma geldiğinde; "Ohoo kadar uzak geliyordu ki, hayali bile zordu. Oysaki sabredene zaman geçer ne de güzellikler getirirmiş. Ne haklıymışım istemekle, ne güzelmiş evdeki yavrunu sahnede görmek. Ne güzelmiş sahnede arkadaşlarıyla eğlenen mutlu çocuğunu görmek...
Çocuklarımdan biri inek, biri kurbağa, biri karınca oldular :)
İçlerinden bari birine anne egosu tatmin edecek bir rol almış olsaydı. Dünyanın en tatlı inek, kurbağa ve karıncasını izledim. Elif'cik folklor kıyafeti için dünyanın en tatlı kuzusuydu Ömer koro içinde en ön sırada şarkı söylerken en kendini veren, aynı anda dans eden eden ve mutlu çocuktu. Emir ise en “ya ne sıkıcı bir iş” diye düşünüp görevini yerine getireni :) Her biri ayrı ayrı bir duanın parçası oluyorlardı. Kabul edene, bugünü gösteren Rabbine şükrediyordu anneleri...
Veeee Bozcaada.
İçlerinden bari birine anne egosu tatmin edecek bir rol almış olsaydı. Dünyanın en tatlı inek, kurbağa ve karıncasını izledim. Elif'cik folklor kıyafeti için dünyanın en tatlı kuzusuydu Ömer koro içinde en ön sırada şarkı söylerken en kendini veren, aynı anda dans eden eden ve mutlu çocuktu. Emir ise en “ya ne sıkıcı bir iş” diye düşünüp görevini yerine getireni :) Her biri ayrı ayrı bir duanın parçası oluyorlardı. Kabul edene, bugünü gösteren Rabbine şükrediyordu anneleri...
Veeee Bozcaada.
Bozcaada'yı sever misiniz; Ayazma plajını hiç gördünüz mü?
Bundan 10 yıl önce ilk defa gittim. Bayıldım. Git, git, git sular hala dizlerinde. Sığ,
masmavi, berrak deniz ve mis gibi kum. Sahili
şöyle seyrederken hayal ettim; “ ah be
çocuğun olacak getireceksin buraya masmavi sığ denizde oynasın saatlerce, bir gün
benim de olursa buraya getirmek nasip olsun.”
Sonrasında yıllarca “Bozcaada “ hep hayalimi hatırlattı bana. Bu yıl yaz tatilinde kardeşim, eşi, minik kuzum Yiğit Alp'imiz ve yavrularımla çıktık. Abla tatile çıkacağız isterseniz beraber gidelim dediler, tatillerinde bizi isterler de biz gitmez miyiz. Hemen müdürümden izin aldım; "beni üç çocuk tatile kabul eden var izin verin gideyim."Sağ olsun izin verdi ve biz 2016 yılı Ağustos ayında hep beraber tatile çıktık. Altınoluk, Ayvalık, Cunda, Küçükkuyu, Bozcada hattında 3 büyük 3 çocuk bir bebekli tatilimizi yaptık. Bu arada duam bonuslu kabul olmuştu; çocukluk hayalim olan teyze olarak minik kuzum Yiğit’ciğimle gittik. Saldık sahile saatlerce oynadılar. Haberleri yoktu, anlamazlardı ama onlar edilmiş eski bir duanın kabul olmuş halleriydi onlar.
Hayatta en çok anne olmak için bekledim ve dua ettim. İnanan insan bilir en iyi hastanelere de gitseniz nasip ederse alırsınız kucağınıza. Zira ben ilk hamileliğimde tek bebek kaybetmiş; sonrasında üçüz hamileliği ile üç sağlıklı evladı kucağına almış bir anneyim, nasip nedir bilirim.
2010 yılı Aralık ayı 31. gününde; 2011 yılını karşılıyor ve otuz yaşıma giriyorken içimden; "hep üç çocuğum olsun isterdim, 30 yaşımdayım daha bir tane bile çocuğum yok ben nasıl üç çocuk annesi olabilirim ki…” demiştim. Aciz insanoğlu olan ben aciz halimle bunu düşünürken; büyük kudret sahibi 31 yaşında üç çocuk annesi yapıyordu. Üç çocuk annesi oluyordum, utanarak ve tüm dediklerimi geri alarak.
Hayatta en çok anne olmak için bekledim ve dua ettim. İnanan insan bilir en iyi hastanelere de gitseniz nasip ederse alırsınız kucağınıza. Zira ben ilk hamileliğimde tek bebek kaybetmiş; sonrasında üçüz hamileliği ile üç sağlıklı evladı kucağına almış bir anneyim, nasip nedir bilirim.
2010 yılı Aralık ayı 31. gününde; 2011 yılını karşılıyor ve otuz yaşıma giriyorken içimden; "hep üç çocuğum olsun isterdim, 30 yaşımdayım daha bir tane bile çocuğum yok ben nasıl üç çocuk annesi olabilirim ki…” demiştim. Aciz insanoğlu olan ben aciz halimle bunu düşünürken; büyük kudret sahibi 31 yaşında üç çocuk annesi yapıyordu. Üç çocuk annesi oluyordum, utanarak ve tüm dediklerimi geri alarak.
Büyüdüklerini hayal ediyorum arada, Ömer iş çıkışı arayıp "Anne'cim akşam beraber bir şeyler atıştırıp sinema yapalım" diyor. Elif "Annecim konsere bilet aldım tarihi sakın unutma" diyor. Emircik "Annem çok özledim seyahatten dönerken sana en sevdiğin deniz kabuğu çikolatadan aldım" diyor. Çocuklar büyümüş hepsini hem mevki hem ahlak sahibi yetiştirebilmişiz, baktıkça bakasım, anlattıkça anlatasım varmış. Türk annesiyim ya iki gün görmesem sitem de edermişim, aramazsan aramıyorsunuz diye :) Neden olmasın?
Evet gerçekler acı, evet hayat yorucu. Gerçekleşmedikçe iyice unutuyoruz hayal etmeyi, dua etmeyi, istemeyi. Ama bir düşünün bazı hayaller öylesine güzel ki; düşünmesi bile yüzünüzün gülümsemesine yetiyorsa denemeye değmez mi?
Hadi şimdi iki saniyeliğine kapatın gözlerinizi arkanıza
yaslanıp kaç tane kabul olmuş duanız var sayın, he hiç mi yok?
O zaman hayal kurma vakti…
Hadi….
O zaman hayal kurma vakti…
Hadi….
Sultan Gedik
Istanbul