06 Aralık gecesi sezeryan sonrası yatağıma geldiğimde
karnımda çok derin bir acı hissediyordum, aynı anda içim, ruhum, canım ise 2
kat aşağıda yoğun bakım odasında yoğun bakım altında olan 3 bebeğimi henüz
görememiş olmamanın derin acısı içindeydi. Öncelikler değişmiş annelik başlamış
bile... Sabaha kadar gözümü bile kırpmadım, o halimle hadi deseler acı sızı
görmez bebeklerime koşardım.
Ertesi gün 1 defa içeri girmeme izin verilen yoğun bakım
odasını; günde 2 defa 1 saat açılan stordan bebeklerimi izleyerek geçtiği
lohusalığım ilk iki haftası. Normalde 2 gece olan hastane doğum paketini 4 güne
çıkardık. Hem çocuklarla aynı binada olmanın verdiği manevi huzur hem sütlerin
hemen teslim edilebilmesi hem misafirlerimizi hastanede rahat ağırlayabilmek ve
ulaşılabilir olmak güzeldi ama hastane virüsü tehlikesi nedeniyle daha uzun
kalmamıza izin vermedi doktorumuz. Doğum yaptığım hastane evime çok uzak olduğundan;
hastaneden çıkınca biraz abimlerde biraz annemlerde kaldık. Öyle acım sancım
vardı ki değil bir başkası kendim için bile olsa şuradan şuraya hareket edecek
gücüm yokken ilk 11 gün boyunca her gün 12.00-13.00 ve 18.00
-19.00 saatleri arasında hastanede oldum ve 1 saat boyunca ayakta durup camdan
izledim bebeklerimi. Bazen tansiyonum düştü bazen acıya dayanamadım oturma
ihtiyacı duydum ama günün en güzel saatleri onlardı. Dünyanın en güzel
mücevherlerini izler gibi izleyip izleyip döndük. İlk günler beslenmeleri
midelerine direk giden bir hortum ile yapıldı. Birkaç gün sonra biberonu
denettiler, bebeklerin emme refleksi çok önemli. 15 Aralık'ta hastaneden aradılar; bebekler emerek beslenmeye geçtiler, hastaneye gelin emzirmeyi deneteceğiz diye. Bu bebekleri kucağıma alacağım kokularını duyacağım yüzlerini göreceğim demekti. 11 de hastanede oldum, özel önlük, bone, maske, steril işlemlerinden sonraaa yoğun bakım kapısının hemen arkasındaki ufacık odada emzirmeye hazırdım. Kalbim ağzımda, ilk Ömerciğim geldi; ammannn minicikmiş uzaktan makinenin içinde büyük görünüyormuş meğer. Kucağıma aldım ohhhh işte o an oğlum kollarımda. Emzirmeyi öğretmeye çalıştı hemşire hanımlar ama yok Ömer efendinin hiç efor sarf etmeye niyeti yok. Emmedi. O yanımdayken Elif Tanem'i getirdiler. Elif'im, Elif Tanem'i aldım kucağıma en sonunda kavuştum. lO ise biraz emdi 3-5 dk içinde bıraktı. Ayaklarım yerden kesilmiş döndüm eve. Ve Elif ve Ömer’i tam 11
gün sonra 17 Aralık günü hastaneden bebekleri teslim almamız için haber
verdiler. Emir’in ise biraz daha kalması gerekiyordu.
17 Aralık günü sabah 10:00 da bu sefer içeri süt teslim
etmek için değil de bebeklerimi almak için hazır bekliyordum. Kıyafetlerini
içeri verdik. Heyecanla beklemeye başladık, hastane çıkışlarımızı giydirdiler.
Araba mideleri bulanmasın diye aç olduklarını söyledikler. Veee Ömer’i annemin
Elif’imi benim kucağıma verdiler ; Emir’im ise soğuk kuvözde kollarıma gelmek
için biraz daha beklemek zorundaydı :) ve işte şimdi başlıyordu lohusalığım…
Soğuk mu soğuk olan 17 Aralık günü; E-5 de Kadıköy
istikametinden Tuzla’daki evimize ilerliyoruz, arabanın ısısı 28-29 derece,
kollarımızda bebeklerimiz, Emir’im ise hastanede; radyoda ilhan şeşen
çalıyordu; “bana göre aşk laftan ibaret sana göre hayatın anlamı..” hayatın
anlamı ve önceliği değişmiş ilerliyorduk evimize.

Üçüz annesi önerisi:
- Olabilecek ilk imkanda uyuyun, uyuyun, uyuyun, uyuyun… 1 dakika da olsa 5 dakika da olsa her ne kadarsa uyuyun :)
- Özellikle ikiz-üçüz bebeğiniz olacaksa; kimin bebek bakımında size yardımcı olacağı kesin olarak netleşsin. Hele bir doğsunlar da bakarız demek; doğduklarında büyük yorgunluk ve bakıcı sıkıntısı getiriyor.
- Bol bol t-shirt alın, bebekleri kucağınıza alınca onları rahatsız etmesin diye dantelsiz, pulsuz, süssüz, %100 pamuk t-shirtler. Gazlarını çıkartmak için kucağınıza aldığınızda kusabilirler. Yada hijyen nedeniyle sık sık değiştirmek gerekecektir.
- ORTHOSOFT - OS4312Hamile korsesi.
- İkili süt sağma makinesi kullanın, zamandan tasarruf edin, tek tek uğraşmayın.
- Yapabiliyorsanız bol bol fotoğraf çektirin bu dönem zor ama hızlı geçiyor.
- Kimseye kulak asmayın her çocuk başka, herkesin anlatacak bir hikayesi var ama bu sizin hikayeniz.
- Çok zor ama geçecek...
Bu dönemde bebek bakımı ile ilgili yaşadıklarımızı ayrı bir kalemde yazacağım eğer bana , lohusalık dönemime dönecek olursak aşağıdaki önerilerimi sizinle paylaşmak isterim.