Pages

12 Nisan 2013 Cuma

Artık sizin de 1 yaşınız var...

 22 Aralık 2011 saat: 10.00 civarı, kıyafet çantasını içeri verdim, yoğun bakım kapısı önünde heyecanla bekliyorum, evde ise iki tane minik bebek ilk defa evden çıkan annelerinin geri dönmesini bekliyor. Emir, Emir Mert; 1780 gram doğum 1500 gramlara düşen minik insan bugün kavuşacak annesine, babasına ve 17 gündür ayrı kaldığı iki kardeşine. Kapı açıldı, battaniyelere sarılı minicik bir bebeği, Emir'i veriyorlar; ""arabada midesi bulanmasın diye beslenmedi, eve gider gitmez besleyin" diyor hemşire hanım. Ufak, çok ufak oysaki kuvözdeyken daha büyük görünüyordu...İşte şimdi başlıyor üç bebeğim ile hikayemiz…

Evimize vardık, Emir’i beslemem lazım ama çok ufak çok minik, nasıl olacak nasıl emecek bilmem. Zor çok zor…Ufacık bebek odasına sığabilen 2 sandalyeden birinin tepesindeyim, kucağımda Emir, beşiklerinde Ömer ile Elif. İşte burada filmim kopuyor ağlıyorum ben bu işin altından nasıl kalkacağım. Ağlıyorum kendi halime değil bebeklerime, ağlıyorum ben ne yapacağım diye değil, ya yapamazsam ya bakamazsam diye, ağlıyorum yazık bana diye değil ya bebeklerimi ziyan edersem yetişemezsem diye... Kırkları çıksa rahatlarız diyorlar birazcık toplanırlarmış, yok yok Nisan’ı bir görsek 4 ay olur sıkıntımız kalmaz diyor, ah bir yaz olsa her şey daha rahat ekleniyor. Yazları baharları görür müyüz acep.

Geçmek bilmeyen dakikalar saatler, bitmeyen uzun geceler, herkes uykuda ben ayakta, ne sabah var ne akşam, ne takvim kavramım var ne ay ne gün. Her gün aynı şeyi defalarca yapıyorum. Defalarca alt alıp defalarca besleyip, süt sağıp, ekipmanları steril edip, gaz çıkarıyorum. 3 güne kalmadan elim alışıyor. Bu arada kimden ne süt yapar diye duysam onu yapıp yiyorum içiyorum. Ve sanırım her gün tükeniyorum. Sadece doktor kontrolü için evden çıkıyoruz, ne kadar iyi geliyor.  

Böylelikle günler geçiyor, bebekler 2 aylık. Eve artık sığmıyoruz ve evimizi değiştirme kararı alıyoruz. Daha geniş bir ev ne kadar iyi geliyor ruhuma, sanki her şey daha iyi olacak gibi. Bu arada bebeklerde toparladılar biraz. Bol bol fotoğraf çekmeye çalışıyorum.
3. ayımızdayız;  Annem, teyzem , ben her günü beraber geçiriyoruz. Beraber bakıyoruz bebeklere. Bebeklerime benim kadar özverili ve sevgi dolular ne kadar şanlıyım.Onların varlığı bana büyük güç veriyor.
 
4. aylık oldular; gaz sorunu sanki biraz azaldı. Kendi kendilerine pırtlamaya da başladılar. Oh daha ne isterim. Uyandıklarında beşiklerine almaya gittiğimde gülüyorlar artık, iletişebiliyoruz, güzel günler geliyor mu ne? İşe başlamadan önce Emir ile Ömer’i, sünnet ettirmek istiyoruz, bir de üzerine erkek oluyorlar.

5. Aylığız artık mevlüt yapma zamanı, büyüklerimiz görsün artık bizleri; ne de güzel oldu mevlütümüz. Herkes sevdi bebekleri Ömer’i eşime, Emir’i babama;Elif’i bana benzettiler. Yavaş yavaş büyüyoruz. 

6. ay ek gıdaya geçiyoruz, ana kucağından yorgan üzerinde dönmeye sürünmeye başlıyoruz. Değişiyor her şey. İşe başladım, geceleri uyumadan başlayan mesailer, koşarak yetişilen servisler, evde beni bekleyen üç miniğim var.  Haziran'ın 6nsında Altuğ ve Yeliz ve Berke'miz pasta alıp geliyorlar yarı yaşlarını kutluyoruz.
7. Ay; aylardan temmuz hava sıcak Ömercilk ilk dişi işe diş konusunda birinci oluyor. Dönmeler, sürünmeler, emeklemeler hız kazanıyor. Ömer emmeyi bırakıyor, Elif ile Emir devam. Camın önünden sokağı izlemeyi çok seviyorlar. Gelen geçen onları, onlar gelen geçeni izliyorlar.
8. aylığız hep beraber ilk Bayramımız. Çok yere gidemesek de çıkıyoruz el içine:) Daha nice bayramlarımız olur inşallah.
9. aylığız ek gıdaya geçiş aşamasında baya yol aldık. İlk konaklamalı seyahatimizi yaptık.
1 gece olsa da hepimize iyi geldi. 
10. ayımız  birey oluyorlar artık iyice, gülüyor, ağlıyor, kızıyor, istiyor,oyuncaklarla oynuyorlar.
11. ay çocukların yaşlarına az kaldı. Doğum günü için hazırlıklara başlamam lazım.  Mekan, pasta, kıyafet derdindeyim :)
Ve 12. ayımız Aralık ayındayız. 
1 yaşında… Ne çabuk geçti zaman yazsam kendime haksızlık, ne garip geçti yazsam tam ifade edebilir miyim acaba.  1 yaşındasınız artık. Hep bir koşturmaca hep bir telaş içindeyiz. Hep yapacak bir şeyim var, durum durağım yok. 1 yaşındasınız hani benim hayal edemediğim 1 yaş. Hani elime ilk aldığımda hayalini bile kurmanın çok zor olduğu, hani hiç gelmeyecek sandığım, hani geldi de üzerinden 4 ay geçti bile… Ömrünüz uzun olsun yavrularım.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Maşallah sizlere :)