Pages

5 Temmuz 2012 Perşembe

Tebrikler Hamilesiniz….




Tebrikler Hamilesiniz….

Ne “acaba” hamile miyim diye test yaptırdım ne de “sürpriz” oldu bize. Bizim hikayemizde kimse bana "tebrikler hamilesiniz" demedi.  

Tüp bebek tedavisinin 9. günüydü; korka korka, okuya üfleye, dileye isteye kan testi verip geldim işe. 4. tüp bebek tedavisiydi, ruhum, bedenim yeterince yıpranmıştı. Sonucu Tolga aldı ve aradı, "hayırlı olsun." Betahcg değerim 624 olunca "aaa ikiz olabilir demiştim, bilmişim :) Ama büyük bir farklı; sürprizzzz üçüzmüş meleklerim…

26 Mayıs 2011 günü saat 11:00'deki doktor randevumuzda soğuk bir ultrason odasına ilk defa görüntüleniyordu 3 minik melek, hepimize sürprizzz diye bağırıyorlardı adeta. Hem de öyle büyük bir sürprizdi ki öyle böyle değil. Bir değil iki değil tam üç kese… Yani üçüz. Yok canım daha neler, yani ben bir tanesinin hayali ile günlerimi geçirirken üçüz mü :) Hem sevinç, hem korku, hem mutluluk, hem büyük bir bilinmez ile öyle bir hal aldım ki,  ateşim çıktı saatlerce inmedi.


Siz hiç merak etmeyin; iki hafta sonra tekrar bakalım genelde bir kesenin içi boş olabiliyor diyordu doktorumuz. Gözümün önünde minicik kesecikler günlerce gitmedi. Bir sonraki kontrolde geçen iki haftanın duygu aleminde karşılığı 2 yıl ederdi. Öyle zor geçti öyle geçmedi...2 hafta sonra tekrar kontrole  gittiğimizde görüyoruz ki tüm keseler dolu, haydi Bismillah :) Aman korkmayın İçi dolu olsa da biri gelişmeyebilir 2 hafta sonrayı bekleyelim diyor yine doktorumuz, peki diyerek ayrılıyoruz.2 hafta sonra 08 Haziran günü ise 3 bebeğin de kalp atışlarını dinliyorduk aynı soğuk odada… Yerde miyim gökte mi, nasıl olacak bu iş bilemeden, bir bebeğin hayali ile yanarken üç bebek... Tanıdığım bir tane bile üçüz ailesi yok. Hayal edemiyorum, ne olur bilemiyorum sadece dua ediyorum.

Tüp bebek merkezi ile tüm ilişiğimiz kesilip gebelik takibine yönlendirildik. 
Her üçüz anne adayına önerildiği gibi redüksüyon ( bir bebeğin kaldine zehir enjekte ederek kalbinin durdurulması) önerildi, siz bunu bir düşünün kararınızı verin denildi, karar alırken yardımcı olması açısında tüm riskler teker teker anlatıldı. Risk listesi uzundu; anne de bebekler de riskteydi. Bebeklerin doğumu 25. haftadan önce olursa üçü de ölürler, 25-28 arası engelli olurlar, 28. haftayı görürsek ne ala, 28-30. hafta arası risk azalıyor. 32. haftasonrası ise  mükemmel olur, çok şükür deriz ama bu zor ihitmal diye eklendi. Haydaa bir dakika ne aldırması ne engelli olması,ne erken doğumu; daha hamileliğime yeni yeni sevinebilecekken,hala çok şaşkınken bu kadar kötü senaryolar çok fazla :(

2. tüp bebek denememde tek bebek beklerken 10. haftada bebeğimi kaybetmiştim. Olmayacaksa tek bebekte olmuyordu olacaksa üçü de olurdu. 
Zaten çizilmiş olan yolumda yürümeyi tercih ettim, teslim oldum; Rabbime emanet ettim bizi ...Rabbim ne uygun görmüşse görelim dedik. Doktorumuz bu kararımdan hoşlanmasa da teslimiyet insana en büyük nimet diyerek çıktım yoluma.  

Üçüz bebek hamileliklerinde 2li 3lü 4lü test yapılamıyor. İşlerinde uzman riskli gebelik uzmanları detaylı ultrson ile tek tek  baş, kalp, kol, bacak, parmak, mide, batın, omurilik, vs vs tüm ölçümler yapıyor. Biz de 11 Temmuz günü 12+3 iken gittik Bağdat Caddesindeki tikican kliniğe; üç bebeğin her birine bu ölçümler yapılınca saatlerce kaldık orda, ölçümler yapıldı. Muayene esnasında annenin tam karşısındaki duvardaki kocaman LCD den görüntüleri izleyebiliyorsunuz.  Öyle ultrasonun minicik ekranından bakmaya çalışmaya gerek yok, bundan sebep diyorum tikican diye :)  

Doktor ölçümleri yapıyor yanındakine söylüyor o yazıyor. Bize ne hoş geldiniz, ne hayırlı olsun, ne korkmayın var. Kimse beni teskin, teselli etmiyor. İş yapılyor sadece. Ölçüm esnasında bebeklerden biri erkek dedi Arda Bey. O kadar doğal o kadar öylesine söyledi ki. Biz kendimizi 16. haftada cinsiyet öğrenmeye hazırlamışken;  içimden çığlık çığlığa bağırıyorum "neee erkek miiiiiiii" oğlum olacak oğlum! diyecekken ikinci bebeğin de erkek olduğunu söylüyor. :) İki bebeğin cinsiyetini öğreniyoruz, 2 tane erkek evlat olacak hay maşallah. Üçüncü de büyük ihtimalle erkek ama kesin değil denildi :) Üçünci bebeğimiz 16. haftaya kadar bekletecekti bizi. Yarım kalan ölçümler için 2 hafta sonrasına randevumuzu alıp beklemeye başladık. Cinsiyet öğrenmemizin yanı sıra;  daha da sevindiricisi tüm ölçümlerimiz çok şükür ki 3 bebeğin de sağlıklı olduğunu gösteriyordu, tüm ölçümler normaldi. Hatta tek bebekli bir hamilelikte olması gerken boy ve kiloda ilerliyorlardı. 

3. bebeğin cinsiyetini öğrenebilmek için can atarak bekledim ve 5 Ağustos 2011 günü yine soğuk bir ultrason odasında Elif’imi öğrendim…  Yavrularımdan bizi kız... Dur bakalım hımmm aa evet, kız bu dedi doktorumuz. Kızım oluyor kızım… 2 erkek bir kız.. Kızı da oğlanları da cömertçe veren Rabbime bin şükür. Muayene sonrası gözlerim şişene kadar ağladım :) ne kadar mutlu olmuştum. Dua ile sabır ile beklemeye devam…

Üçüz bebek hamileliği, tek bebeğe göre kıyaslanmayacak kadar zor. 3 kat fazla hormon salgılayacak vücut.  Kusma, bulantı, açlık, halsizlik ve daha neler neler...Sabah 8 de ofiste masa başına gelene kadar 6 defa kusuyordum. Su içsem su geri çıkıyor, yemek zaten yiyemiyorum. Tuzlu sarı leblebi, çubuk kraker gibi midemi bastıracak şeyler ile geçiştiriyordum. Açım çok açım. En büyük şansım hamileliğim yaz aylarına denk gelmesiydi çünkü meyve yiyebiliyordum. Sanırım meyve nedeniyle hastanelik olmadım. Meyve ile ayakta kalabildim. 17. haftaya kadar işime devam edebildim. 4 aya kadar tek bebek gebeliği sürecinde devam etti ama ne zamanki organlar oluşup bebekler kilo almaya başladı :) işte o zaman çok hızla büyümeye başladık.

15 Ağustos akşamı rahatsızlandım; hastanede kanda enfeksiyon çıkınca 2 gün hastanede yatmak zorunda kaldım. Ve sonrasında doğum yapana kadar doktor kontrolleri dışında sırt üstü yatarak geçti, her güne gün ekleyip haftaların artması için dua ederek. Benim gibi yerinde durmayan, bir dakika oturmayan biri için öyle zor günlerdi ki.


Ve 06 Aralık 2012 günü 33+4 günlük hamile iken 20:18- 20:19 -20:20 saatlerinde doğdu Ömer & Elif & Emir'im; benim miniklerim dünyaya gözlerini açtılar. Annesinin kucağına gelip kokusunu alabilmek için günlerce kuvöz beklediler, sonrasında kavuşup evimize kapanıp hem zor, hem hem zevkli, hem yıpratıcı, hem unutulmaz ama buram buram bebek kokan günler geçirdik. Çok ağladım, çok çaresiz kaldım, çok şaşkındım ve çok yorgun...

Bu blogu açmamdaki en önemli neden; kendi hamileliğimde çok ihtiyaç duyduğum; özellikle bebek bekleyen üçüz yada ikiz anne adayları ile deneyimlerimi paylaşabilmek. Ben hamileliğimde "üçüz"  hamilelik, doğum, bebek bakım ile ilgili bilgilere çok ihtiyaç duydum. Ne bir kitap ne bir blog vardı faydalanabileceiğim;  umarım bizim deneyimlerimiz yazdıklarım bir şekilde, bu konuda birilerinin işene  yarar :)

0 yorum: